Kayseri’de ‘altın meyve’ olarak bilinen cehri bitkisi yeniden canlanıyor
4 mins read

Kayseri’de ‘altın meyve’ olarak bilinen cehri bitkisi yeniden canlanıyor

KAYSERİ’de, 150 yıl önce ‘altın meyve’ olarak bilinen ve yılda 700 ton hasat edilerek, Avrupa’daki pek çok boya fabrikasına ihraç edilen ‘cehri’ bitkisi, endüstriyel boyanın ortaya çıkması ile birlikte kaderine terk edildi. Günümüzde doğal boyaya yeniden talebin artmasıyla yatırım yapılmayı bekleyen ‘cehri’ bitkisi, kentin imara açılan bazı bölgelerinde yetişmesi nedeniyle de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Genom ve Kök Hücre Merkezi’nde meyve genetiği ve ıslahı üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Kahraman Gürcan (46), “Kayseri, cehri yetiştiriciliğinin başkentiydi. Avrupa’nın zaman içinde cehriye olan talebi azaldı ve cehri bahçeleri kaderlerine terk edildi” dedi.

Kayseri’de, 19’uncu yüzyıl başlarından itibaren kentin önemli ekonomik kaynaklarından biri olarak önce çıkan ‘cehri’ bitkisi, 1860’da sentetik boyanın ortaya çıkması ile birlikte cazibesini yitirdi. Kayseri ve çevresinde 700 bin ton hasat edilen ve Avrupa’nın önemli boya fabrikalarının ham madde kaynağı olan cehri bitkisi, kent genelinde camiler başta olmak üzere pek çok vakfın da önemli gelir kaynakları arasında yer aldı. Endüstriyel boyanın ortaya çıkmasının ardından ise, Kayseri’deki cehri bahçeleri de kaderine terk edilerek, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. ERÜ Genom ve Kök Hücre Merkezi’nde meyve genetiği ve ıslahı üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Kahraman Gürcan, “Bundan 150 yıl önce bu mevsimde Kayseri’nin dağlık yamaçlarında yoğun bir hasat edildiğini görebilirdik.Kayseri’de çok önemli bir ticari boya bitkisiydi. Bu civarda tam 700 bin ton cehri üretiliyordu. İngiltere’nin Manchester kenti başta olmak üzere Rusya’da dahil Avrupa’nın pek çok önemli boya fabrikasına, Kayseri’den cehri bitkisi ihraç ediliyordu” diye konuştu.

‘SENTETİK BOYA İLE BERABER TALEP AZALDI’

Günümüzdeki tarım ürünlerinin ihracatından daha fazla cehri ihraç edildiğine vurgu yapan Gürcan, “Türkiye’de kayısı ihracatı 100 bin ton, fındık ihracatı ise 350 bin ton. Yani fındıktan bile iki kat fazla cehri üretiliyordu. Bu bitki, Kayseri’den Mersin ve İzmir limanlarına gidiyordu. Oradan da bütün Avrupa ve Rusya’ya yayılıyordu. Kayseri, cehri üretiminin başkentiydi. 1860 ve 1870’lerde 1 okkası 30 kuruşa kadar gidiyordu. 1900’lü yıllarda 2 kuruşa kadar düştü, çünkü 1860’lı yıllarda sentetik boyalar üretilmeye başlandı. Avrupa’nın zaman içinde cehriye olan talebi azaldı ve cehri bahçeleri kaderlerine terk edildi. 1930’lardan sonra hiç üretilmedi” ifadelerini kullandı.

‘YENİDEN DOĞAL BOYAYA TALEP ARTTI’

Son 10 yılda doğal boyaya yeniden talep olmasının ‘cehri’ bitkisini yeniden ‘altın meyve’ olarak ticaretinin yapabileceğini de olanak sağladığını da sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kahraman Gürcan, “Organik boyanın dünya piyasasındaki değeri 4-5 milyar dolar civarında. 2028 yılına kadar 6-7 milyar dolara kadar çıkacağı tahmin ediliyor. Kayseri’nin geleneksel bitkisi olan cehri, kentin bütün eski mahallerinde ve yüksek kesimler ile köylerde mevcut şekilde kaderine terk edilmiş durumda. Ekonomik olarak çok avantajlı bir bitki. Su ve gübre verilmiyor. Doğal olarak kurak koşullarda yetişiyor. 1800’lü yıllarda bu bitkiye altın ağaç deniliyordu. Bu bitkinin tekrar ayağa kaldırılması ve yatırım yapılarak, organik boya pazarında da yer alması gerekiyor” dedi.

‘PEK ÇOK İLÇE GEÇİMİNİ BU BİTKİDEN SAĞLIYORDU’

Kayseri’de pek çok ilçenin geçmişte bu bitki ile ekonomik kazanç elde ettiğini kaydeden Gürcan, şöyle konuştu: “Kayseri’nin Hacılar ilçesi daha önce cehri bitkisi ile geçimini sağlıyormuş. Bağları ile meşhur Gesi, 850 dönüm arazinin 750 dekarı cehri üretimine ayrılmış. Kayıtlarda halen mevcut olan 100’ün üzerinde köy ve 50’nin üzerinde mahallede de cehri üretimi yapılıyormuş. Camilerin ve vakıfların cehrilikleri varmış. Tohumlarından çok kolay çoğalabilen bir tür. 2’nci yılında meyve veriyor. 3’üncü yılından itibaren de meyve artıyor. Olgunlaştığında da çalı başına 10 kilogram meyve alınabiliyor.” (DHA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir