Hanefi Avcı Karar’a konuştu: Emniyetçileri savundu

Ankara Emniyeti’nde Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında adı geçen üç üst düzey emniyet mensubu hakkında soruşturma başlatılmasına ilişkin son yaşananları değerlendiren Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Şimdi içerde bulunan mafya mensupları bu kişileri tehdit ediyorlar, ‘bu ifadeni değiştirmen vazgeçmen lazım’ diye. Kişi galiba yok diyor ve ayağından vuruluyor. Her ne kadar tesadüf dense de vuranların bu çete mensuplarıyla irtibatta oldukları herkes tarafından bilinen bir olay. Şimdi bütün bunları toparlanınca şöyle bir olay çıkıyor; mafya karşı bir operasyon yapıyor. Şu anda bütün herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu” ifadelerini kullandı.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan ve gözaltına alınan 3 polis müdürünün evinde savcılık talimatıyla dün arama yapılmıştı.

Gelişmelerin ardından sessizliğini bozan Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Hükümetimize oyun kurulmaya çalışılıyorsa, tuzakları yerle bir edeceğiz. FETÖvari taktiklerini başlarına yıkacağız” dedi. Yerlikaya’nın bu açıklamasından sonra ise gözler bir kez daha 2005 yılına kadar FETÖ’nün emniyet imamı olan KÖZ (Kemalettin Özdemir)’e döndü.

İLGİLİ HABER:

İçişleri Bakanı Yerlikaya ‘FETÖvari’ dedi, gözler KÖZ’e çevrildi… Ankara’da sıcak saatlerGüncel

Emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Ankara Emniyeti’nde Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasında adı geçen üç polis müdürü gözaltına alınmasını değerlendirdi.

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında açığa alınan 3 polisin ardından “komplo” ve gizli tanık iddialarını değerlendiren Avcı, tanığın mafya ile irtibatta olduğu bilinen kişiler tarafından ayağından vurulduğunu söyledi ve yaşananları “tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu” sözleriyle yorumladı.

“MAHKEMEYE İNTİKAL ETMİŞ BİR KONU SADECE MAHKEMEDE KONUŞULABİLİR”

Karar’a konuşan Avcı’nın konuya dair değerlendirmeleri şu şekilde:

“Söz konusu soruşturma ile ilgili başrolde konuşan Serdar Sertçelik’in ifadesini emniyet almış. Birkaç gün sürmüş, savcı ifadesini almış, bir evrak hazırlamışlar. Hiçbir bakanın adı geçmiyor, Hasan Doğan’ın adı geçmiyor, Mücahit Bey’in adı geçmiyor, hiçkimsenin adı geçmiyor. Sonra Serdar Sertçelik denen kişi gizli tanık yapılmış. Bu süreçte emniyetle irtibatlar var, böyle bir iddiadan bahsedilmemiş, yani bu isimleri monte edelim bakanların isimlerini buraya monte edelim diye bir konuşma geçmemiş kendi aralarında.

Ne zamanki şahıs yurt dışına çıkmış, mahkeme yaklaşmış dava için gelmek istemediği zaman bu süreçte telefon konuşmalarında bu isimler geçmeye başlamış. Bu isimlerde böyle ucundan kenarından sanki bunlar hakkında beyanda bulunması lazım gibi bir konuşmalar yapılmaya başlanmış. Bu telefonla yapılıyor beraberler görüşmeler var koruyorlar, getiriyorlar hatta yaralanıyor. Hiçbir şey konuşulmamış ama yurtdışına çıktıktan sonra telefonda geçen konuşmalar var.

Şimdi böyle bir olayda polis soruşturma sırasında ifade alabilir bir defa ama ikinci defa ifade alamaz, yasal olarak mümkün değildir. Mahkemeye intikal etmiş bir konuda savcı da ifade almaz polis de yapmaz, direk mahkemeye gitmesi gerek. Polisin bu safhada bu şahsa böyle bir ifade ver gel ifade alalım ifade monte edelim diye bir şey söz konusu olamaz. Mahkemeye intikal etmiş bir konu sadece mahkemede konuşulabilir.

Adı geçen kişi bundan bir süre önce ayağından vuruluyor, mahkeme safhasına bakıyorsunuz; şahsın zaten tanık olduğu çok açık belli. İfadenin veriş biçiminden belli, her şeyden belli.

“BU, BİR MAFYA OPERASYONU”

Şimdi içerde bulunan mafya mensupları bu kişileri tehdit ediyorlar, bu ifadeni değiştirmen vazgeçmen lazım diye. Kişi galiba yok diyor ve ayağından vuruluyor. Her ne kadar tesadüf dense de vuranların bu çete mensuplarıyla irtibatta oldukları herkes tarafından bilinen bir olay. Şimdi bütün bunları toparlanınca şöyle bir olay çıkıyor; mafya karşı bir operasyon yapıyor. Şu anda bütün herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu.

Bu görevliler ile Serdar Sertçelik arasında 10 konuşma var belki daha fazla, bize sunulan 3 tanesi. Daha önceki konuşmalarda şu şu isimlerde geçebilir deyip söylemediği ne malum. Çünkü polisler diyor ki üstlerimize danışalım o isim geçsin mi geçmesin mi. Şimdi polis karar vermiş bu isimleri monte etmek istiyorsa üslere danışma diye bir şey olabilir mi.

Böyle bir şeye karar verilmişse Türkiye’deyken yapılması lazım. Siz yurt dışında olduğu zaman telefonda söylüyorsunuz ayrıca diyorsunuz ki amirlerimize soralım diyorsunuz. Şimdi siz bu işe karar vermişseniz, böyle bir operasyon yapıyorsanız AK Parti’ye veya bir takım insanlara bakanlara, Cumhurbaşkanına en yakın insanlara bu operasyonu yapıyorsanız; bu saatten sonra gidelim danışalım bilgi alalım diye bir şey olabilir mi.

Yani şu olmuş önce bu kişi aramış polisleri yemlemiş; yani demiş ki şu isimler geçebilir, onların tahmin ettiği bekleyebildikleri sansasyonel bazı isimlerden bahsetmiş.

Daha sonraki konuşmada polisler bu şahsı gelmesi konusunda ikna ederken laf araya çıktığında da üslerimize soralım, danışalım gibi haddini aşan konuşmalar yapmış. Şimdi mafya operasyon yapıyor diyor ki; bu takat bütün soruşturma boş tamamen polisin montajı. Bir de hükümeti tahrik ederek bu görevi yapan insanların tamamını gölgede bırakıyor.

“BU SİSTEM MAFYANIN GENEL YÖNTEMİDİR”

Biz bunun çok örneklerini gördük. Hep böyle büyük mafya operasyonlarında mafya, tanıkları etkiler; kimine para vermeye kalkar, kimisine şantaj yapar, kimisini tehdit eder, kimisinin ailesine baskı yapar. Bütün şahitleri bertaraf eder ve kendi içindeki tanıkları mutlak süretle etkisi altına almaya çalışır. Bunun yüzlerce örneğini gördük. Bir tanık ifade verdiği zaman bu ifade öğrenilir.

Hemen ondan olayın oluş biçiminden avukatlar vasıtasıyla mahkemeye intikal etmeden o kişinin ifadesi öğrenilir ve ceza evinde öyle bir sistem kurarlar ki mutlaka ifadeyi değiştirirler. Yani bu sistem mafyanın genel yöntemidir. İnsanlar mafya ile mücadeleyi çok hafife alıp, çok kolay zannediyorlar. O kişiler bu konuda yeteneklidir, yetkinlikleri vardır. Kendi içlerinde kim ifade vermişse mutlak o ifadeyi değiştirirler, buradaki olay da budur.”

KEMALETTİN ÖZDEMİR (KÖZ) DETAYI

Bir dönem emniyet imamı olan Kemalettin Özdemir 2005 yılına kadar FETÖ’nün en etkili isimlerinin başında geliyordu. Kemalettin Özdemir’in yönettiği grup ise KÖZ olarak biliniyor. KÖZ grubunun sadece Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında değil, daha önce de başta Necip Hablemitoğlu ve İhsan Güven cinayetleri olmak üzere birçok olayda adı geçti. Öte yandan, 2002 yılında katledilen Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin açılan dava dosyasında Kemalettin Özdemir’in yer almaması dikkat çekti. Necip Hablemitoğlu cinayetinin aydınlatılamaması için FETÖ’cü polislerin özel çaba harcadığına dair belge ve bilgi de bir çok dava dosyasına girmiş durumda. Bu nedenle de o dönem Emniyette etkin olan Kemalettin Özdemir ve KÖZ grubunun Necip Hablemitoğlu davasına dahil edilmesi gerektiği belirtiliyor.

İLGİLİ HABERLER:

5 yıldır ilerlemeyen dosya: Köz soruşturması…Hablemitoğlu ve İhsan Güven cinayeti ayrıntısıGüncel
Hablemitoğlu suikastında kritik eşik: KÖZ dinlensin… Sıra örgütü saklayan gazetecilerdeGüncel

KİMDİR BU KÖZ

Kemalettin Özdemir…

2005 yılına kadar FETÖ’nün Emniyet imamı…

Yani, Emniyet içindeki tüm örgüt mensuplarının bağlı olduğu kişi.

Kemalettin Özdemir’in yönettiği grup ise KÖZ olarak biliniyor.

FETÖ, Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi onlarca kumpas davasını yargı, emniyet ve asker içindeki örgüt militanlarıyla yaptı.

Kemalettin Özdemir’de 2005 yılına kadar FETÖ’nün en etkili isimlerinin başında geliyordu.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden iki yıl sonra 2018’de FETÖ’den gözaltına alındı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İddiaya göre Kemalettin Özdemir ile ilgili dosya hala açık. Yani 5 yıldır ne dava açıldı ne de takipsizlik verilerek dosya kapatıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

xxx