CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, tasarruf tedbirleri paketi kapsamında, belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca gazetelere abone ve reklam verilmemesinin karara bağlanmasına tepki göstererek, “Bir belediye, icraatlarını basın aracılığı ile kamuoyuyla paylaşır. İcraatları halka duyuran basına abone yasağı getirmek de neyin nesidir? Özellikle yerel basının kaynakları zaten yok denecek kadar sınırlıyken, dahası, pandemi döneminde gazetelerin özel ilan, reklam ve abonelikleri büyük yara almışk” dedi.
CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, TBMM Genel Kurulu’nda yerel basının sorunlarını dile getirdi. Tasarruf tedbirleri alınması zorunluluğunun arkasında 22 yıllık AKP iktidarının olduğunu söyleyen Becan, “Bugün hayat pahalılığı varsa, ekonomik darboğaz nefes almamızı engelliyorsa, ölüm sınırında yaşayan emekliler feryat ediyorsa, emekçiler güvencesizse, piyasalar tedirginse, sosyal güvenlik sistemi çökmüşse, sağlık sistemi piyasanın insafına bırakılmışsa, eğitim sistemi tarikat ve cemaatlere teslim edilmişse adına ‘istikrar’ dediğiniz bu düzenle yüzyılın çöküşüdür” dedi.
“Hayal sattınız”
Becan, iktidarın her gün kötüye giden ekonomik tabloyu düzeltmek için polisiye tedbirlere başvurmasının sonuç vermeyeceğini belirterek, “Kanunla, fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele edeceğinizi iddia ediyorsunuz. İktidarınız yıllarca ekonomiyi canlandırmak ve büyümeyi teşvik etmek için üretime değil, tüketime yöneldi. Neticede tüketerek büyüyen hormonlu bir ekonomi ile bugün sıfırı tükettiniz. Para arzını artırdınız, faiz oranlarını düşürdünüz. Yetmedi. Enflasyon kontrolden çıktı. Durmadınız. ‘Büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı’ dediniz. Açıkladığınız Orta Vadeli Program ile hayal sattınız” diye konuştu.
Becan, fahiş fiyatın enflasyonist politikaların en açık sonucu olduğunu vurgulayarak, “Ne yaptınız? ‘Türkiye Yüzyılı’ dediniz, dertli esnafı, depremzedenin çaresizliğini, ölüm aylığına mahkûm edilen emekliyi, borç batağındaki üreticiyi, işsiz üniversiteliyi, istihdamdan dışlanan kadınları görmediniz. Şimdi de tasarruf tedbirleriyle yaraya merhem olacağız diyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Vicdanla bağdaşır mı?”
Tasarruf tedbirleri paketi kapsamında, belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca gazetelere abone ve reklam verilmemesinin karara bağlandığını söyleyen Becan, şöyle konuştu:
“Bir belediye, icraatlarını basın aracılığı ile kamuoyuyla paylaşır. İcraatları halka duyuran basına abone yasağı getirmek de neyin nesidir? Özellikle yerel basının kaynakları zaten yok denecek kadar sınırlıyken, dahası, pandemi döneminde gazetelerin özel ilan, reklam ve abonelikleri büyük yara almışken tasarruf tedbiri adı altında üç-beş gazete abonesi ile birkaç reklamı kısıtlamak vicdanla bağdaşır mı?
Bu genelge ile mevcuttaki birçok haber portalı ve yerel gazete kapanacağı gibi kadrolu çalışan fikir işçileri de büyük ölçüde işsiz kalacak, işten çıkarmalar hızla artacaktır. Ayrıca, siz eğer gazetelere böylesi bir örtülü ambargo uygularsanız başka yanlışların da önünü açmış olursunuz. Zira belediyelere kesilen faturanın kurumlar vergisi, stopajı, katma değer vergisi devlete ödeniyorken, tasarruf tedbiri adı altında bir nevi ambargoya yol açmak demek, yasal olmayan-örtülü desteklere zemin hazırlamak demektir.
Alınan yanlış ve haksız kararın düzeltilmesini, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı yıllarındaki mücadelesinden ötürü ‘Fazilet Adaları’ olarak tanımladığı Anadolu basınının üzerindeki baskının ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.”
CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, açıklanan tasarruf paketiyle yerel basının yaşama şansının kalmadığını belirterek, yerel basın üzerindeki baskının kaldırılması çağrısında bulundu.
CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, TBMM Genel Kurulu’nda yerel basının sorunlarını dile getirdi. Tasarruf tedbirleri alınması zorunluluğunun arkasında 22 yıllık AKP iktidarının olduğunu söyleyen Becan, “Bugün hayat pahalılığı varsa, ekonomik darboğaz nefes almamızı engelliyorsa, ölüm sınırında yaşayan emekliler feryat ediyorsa, emekçiler güvencesizse, piyasalar tedirginse, sosyal güvenlik sistemi çökmüşse, sağlık sistemi piyasanın insafına bırakılmışsa, eğitim sistemi tarikat ve cemaatlere teslim edilmişse adına ‘istikrar’ dediğiniz bu düzenle yüzyılın çöküşüdür” dedi.
“Hayal sattınız”
Becan, iktidarın her gün kötüye giden ekonomik tabloyu düzeltmek için polisiye tedbirlere başvurmasının sonuç vermeyeceğini belirterek, “Kanunla, fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele edeceğinizi iddia ediyorsunuz. İktidarınız yıllarca ekonomiyi canlandırmak ve büyümeyi teşvik etmek için üretime değil, tüketime yöneldi. Neticede tüketerek büyüyen hormonlu bir ekonomi ile bugün sıfırı tükettiniz. Para arzını artırdınız, faiz oranlarını düşürdünüz. Yetmedi. Enflasyon kontrolden çıktı. Durmadınız. ‘Büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı’ dediniz. Açıkladığınız Orta Vadeli Program ile hayal sattınız” diye konuştu.
Becan, fahiş fiyatın enflasyonist politikaların en açık sonucu olduğunu vurgulayarak, “Ne yaptınız? ‘Türkiye Yüzyılı’ dediniz, dertli esnafı, depremzedenin çaresizliğini, ölüm aylığına mahkûm edilen emekliyi, borç batağındaki üreticiyi, işsiz üniversiteliyi, istihdamdan dışlanan kadınları görmediniz. Şimdi de tasarruf tedbirleriyle yaraya merhem olacağız diyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Vicdanla bağdaşır mı?”
Tasarruf tedbirleri paketi kapsamında, belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarınca gazetelere abone ve reklam verilmemesinin karara bağlandığını söyleyen Becan, şöyle konuştu:
“Bir belediye, icraatlarını basın aracılığı ile kamuoyuyla paylaşır. İcraatları halka duyuran basına abone yasağı getirmek de neyin nesidir? Özellikle yerel basının kaynakları zaten yok denecek kadar sınırlıyken, dahası, pandemi döneminde gazetelerin özel ilan, reklam ve abonelikleri büyük yara almışken tasarruf tedbiri adı altında üç-beş gazete abonesi ile birkaç reklamı kısıtlamak vicdanla bağdaşır mı?
Bu genelge ile mevcuttaki birçok haber portalı ve yerel gazete kapanacağı gibi kadrolu çalışan fikir işçileri de büyük ölçüde işsiz kalacak, işten çıkarmalar hızla artacaktır. Ayrıca, siz eğer gazetelere böylesi bir örtülü ambargo uygularsanız başka yanlışların da önünü açmış olursunuz. Zira belediyelere kesilen faturanın kurumlar vergisi, stopajı, katma değer vergisi devlete ödeniyorken, tasarruf tedbiri adı altında bir nevi ambargoya yol açmak demek, yasal olmayan-örtülü desteklere zemin hazırlamak demektir.
Alınan yanlış ve haksız kararın düzeltilmesini, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı yıllarındaki mücadelesinden ötürü ‘Fazilet Adaları’ olarak tanımladığı Anadolu basınının üzerindeki baskının ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.”