Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, bir şirketi satacağı zaman orada çalışanlar ile konuştuğunu belirterek, “Ne yapıyorum, niye yapıyorum, planımı, onların geleceklerinin ne olacağını anlatırım ve bunun onlar için daha hayırlı olacağına onları ikna edebiliyorsam o şirketi satarım. Şimdiye kadar 30’dan fazla marka, fabrika, şirket sattım bunların içinde ‘yumurta aldım sarısı çıkmadı’ diyen de gelmedi.” dedi.
“İŞ BİSİKLETE BİNMEYE BENZER”
İşlerinin biraz bisiklete binmeye benzediğini dile getiren Ülker, devamlı pedalı çevirmek ve ileri gitmek zorunda olduklarını, aksi halde düşeceklerini söyledi.
Ülker, “Piyasa varsa şirket almak uygun bir strateji olabilir ama devir değişir, bu şirketleri satmak da kaçınılmaz olur. Bunu da işinizin içinde görmeniz lazım. 1990’lı yıllarda Sabri Bey’le global olmak için atılımlarımız vardı. Büyük bir şirketi almak için İngiltere’ye gitmiştik, bize satmadılar ama sonraki yıllarda muvaffak olduk.” diye konuştu.
“HERKES NE YAPACAĞINI NEDEN SORUMLU OLDUĞUNU BİLİYOR”
Şirket içinde “yetki onay çizelgesi” yaptıklarını bildiren Ülker, ilan edilen bu modelin tüm yönetim kademelerini ve fonksiyonları kapsadığını, bunu da şirkette herkesin bildiğini anlattı. Murat Ülker, şirket içindeki organizasyonları da “kapsamlar” ve “katmanlar” diye ayırdıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an bir yöneticiye ortalama 4 kişi bağlı, bunu 8’e çıkarmaya çalışıyoruz. Hiyerarşide de 6 ama 4’e düşürmeye çalışıyoruz. Tüm bunlarla herkes ne yapacağını, neden sorumlu olduğunu biliyor. Bana çok seyrek olarak iş arama talebi geliyor, bu işe bakmadığımı söylüyorum, bakan arkadaşıma iletiyorum. Ben iletince şöyle bir torpil imkânım var, bizde en büyük torpil de budur, gönderdiğim kişiyi mülakata alıyorlar ama kararı yine kendileri verirler. Bu şekilde basit, hızlı ve çevik bir şirket olabiliyoruz.”
“ÖZEL BİR DANIŞMAN TUTARAK ‘HANGİ ŞİRKETİ SATSAK KİM ALIR, BİZ NEYİ ALABİLİRİZ?’ DİYE ÇALIŞTIM”
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ülker, globalde de Türkiye’yi temsil ettiklerinin hatırlatılması üzerine, şirket satın alma ve satışlarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Bir şirket almak ve satmak aslında insanın tabiatında yok, içgüdüsel değil. Kimse işini vermek istemez. Bu insanın yapısına ters ancak eğitimle oluyor. Ben özel bir danışman tutarak, 1 sene müddetle her hafta toplantı yaparak, ‘Hangi şirketi satsak kim alır, biz neyi alabiliriz?’ diye çalıştım ve kendimi buna alıştırdım. Bu psikolojik bir bariyer bunu geçmeniz lazım. Aldığınız zamanda uyum ve adaptasyon lazım. Yeni bir şirket alındığı zaman, işçilerle toplanırlardı, beni götürürlerdi diğer ortakla konuşmam için. Şirketi sattığınızda da oradaki insanların güven içinde olması önemli. Bir şirketi satacağım zaman gidip oradaki arkadaşlarımla konuşurum. Ne yapıyorum, niye yapıyorum, planımı, onların geleceklerinin ne olacağını anlatırım ve bunun onlar için daha hayırlı olacağına onları ikna edebiliyorsam o şirketi satarım. Şimdiye kadar 30’dan fazla marka, fabrika, şirket sattım bunların içinde hepsi hayatına devam ediyor, işleri iyi, ‘yumurta aldım sarısı çıkmadı.’ diyen de gelmedi.”
Bazı ürünlerinin gelişim aşamalarına ve tüketim verilerine ilişkin bilgiler veren Ülker, bazı ürünlerinin iç pazarda, bazılarının ise globalde daha başarılı olduğunu söyledi.
“ŞİRKET KURTLAR SOFRASIDIR, AİLE YER SOFRASIDIR”
Murat Ülker, aile şirketleri ile ilgili Türkiye’deki önyargıya ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine, “Ailedeki kan bağı hısımlıkla, şirketteki hissedarlıkla oluyor. Sürdürmek için gayret göstermek lazım. Ailede miras kaçınılmazdır ama şirkette size devretseler bile yapamazsanız, elinizden kaçar gider, kaybedersiniz. Şirket kurtlar sofrasıdır, aile yer sofrasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Doktor olma konusunda babasının kendisini cesaretlendirdiğini aktaran Ülker, “Baktım ki doktor olunca para kaybetmiyorsunuz ama çok daha büyük mesuliyet var. Ben ‘para kaybetmeyi tercih ediyorum’ dedim, muhasebeci oldum. Çocukları serbest bırakmalıyız, eğer çalışmak istiyorlarsa da iş hayatının kurallarını koymak lazım. Amcam, babam bize miras bırakmadı. İşin başındayken bize malları devrettiler, ‘Bir bakalım elim ayağım tutarken nasıl yaptığını bir göreyim’ dediler. Hani yapamazsan geri alırım hesabı…” diye konuştu.
“İŞE BAŞLADIĞIMDA BABAM KAMYON BOŞALTMAK DAHİL YAPTIRMIŞTI, HER İŞE KOŞTUM”
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ülker, yaşamında çok eğlendiğini; hobilerinin ve arkadaşlarının bulunduğunu belirterek, hayatta öncelikleri iyi tespit etmek gerektiğini vurguladı.
Ülker, “İşe başladığımda babam kamyon boşaltmak dahil yaptırmıştı, her işe koştum. ‘Bu işleri yap, yarın bu adamlara iş buyuracaksın, onlar ne hissediyor bilmen lazım’ dedi, çok da faydasını gördüm.” ifadelerini kullandı.
ÜLKER’DEN GENÇLERE TAVSİYELER
Gençlere tavsiyelerde bulunan Ülker, “Günümüz gençliğini kendi gençliğime baktığımda biraz yavaş buluyorum. Biraz daha fazla çıkıntı olmaları, biraz daha fazla seslerinin çıkması lazım. Aykırılık iyidir ve gençlik de kıymetli bir hazinedir, kıymetini bilin, kullanın.” şeklinde konuştu.
patronlardunyasi.com