Birleşik Krallık’taki Leeds Üniversitesi’nden araştırmacılara göre son çalışma, evrendeki en büyük yıldız grubuna dair bu zamana kadar bilinenlerin değişmesini sağlayabilir.
B yıldız grubunun alt kümesi Be yıldızlarına dair yeni bulgular, hakemli dergi 12 Ekim’de Royal Astronomical Society’de yayımlandı.
Independent Türkçe’nin aktardığı haberde Be yıldızları, B yıldız grubunun neredeyse yüzde 20’sini oluşturuyor ve Satürn’ün halkalarını andıran, gazdan oluşan özel bir diskle çevreleniyor.
BU DİSKLERİN NASIL OLUŞTUĞUNA DAİR KESİN BİR BİLGİ YOK
1866’da İtalyan gökbilimci Angelo Secchi tarafından keşfedilen Be yıldızlarının etrafındaki bu disklerin nasıl oluştuğuna dair kesin bir bilgi yok.
Be yıldızlarındaki disklerin nasıl oluştuğuna dair gökbilimciler arasında iki fikir var.
Görüşlerden birine göre bu diskler, yıldızların kendi hızlı dönüşleriyle meydana geliyor. Bir diğer fikre göre de bu diskler, dahil oldukları ikili sistemden başka yıldızla etkileşime girerken oluşuyor.
ÜÇLÜ SİSTEMİN İÇİNDELER
Fakat Avrupa Uzay Ajansı’na ait Gaia uzay aracından alınan verileri inceleyen bilim insanlarına göre bu yıldızlar, aslında ikili değil üçlü sistemin içindeler.
Araştırmacılar çalışmalarında iki farklı grup olan B ve Be yıldızlarını incelediler. Jonathan Dodd, “Yaklaşık 10 yıl gibi uzun ve altı aylık daha kısa dönemler içinde yıldızların geceleri nasıl hareket ettiğini gözlemledik” dedi. B ve Be yıldızlarına dair gördükleri ilk şeyin kafa karıştırıcı olduğunu belirten Dodd, “Be yıldızlarının B yıldızlarına nazaran daha az refakatçisi olduğunu gördük. Bu ilginç çünkü onların daha çok refakatçiye sahip olmasını öngörüyorduk” dedi.
BE YILDIZI VAMPİRLEŞMİŞ OLABİLİR
Çalışmada, bu tutarsızlığın sistemi etkileyen üçüncü bir yıldızdan kaynaklandığı belirtildi.
Araştırmacılara göre üçüncü yıldız devreye girerek bir başka yıldızı Be’ye yaklaşmaya zorluyor.
Yakınlaşma, kütlenin birinden diğerine aktarılabileceği ve Be yıldızının belirgin diskini oluşturabilecek kadar yakın mesafede gerçekleşmiş olabilir.
Buna göre Be yıldızı, aynı bir vampir gibi kendine yakınlaşanların kütlelerin bir kısmını emdikten sonra onları küçük ve sönük konuma getiriyor.
Bu durum aynı zamanda diğer eşlikçi yıldızların da neden görülmediğini de açıklayabilir.
Araştırmanın başyazarı Prof. Rene Oudmaijer, “Onları göremememizin nedeni, artık tespit edilemeyecek kadar zayıf olmaları” ifadelerini kullandı.